Olsaydı mesela!
Alp dağlarındaki köylülerin peynir imalatı serüvenlerini belgesellerde seyredip duruyoruz. Bizim de kırsal yörelerimizde nice damak tatları üretiliyor. Mesela Bursa’nın Orhaneli İlçesinde çok güzel ekmek yaparlardı (Yaparlar“dı” diyorum zira artık fırın yakmakla uğraşmaktansa şehir ekmeği alır oldular. Ekmeğe özelliğini veren un ve buğday üretimini ise daha önceden terk etmişlerdi.).
İl merkezine 70 km mesafede ancak yeterince gelişmemiş, iş imkânları kısıtlı bu ilçede geleneksel yöntemlerle ekmek yapılsa, kıymetini bileceklere pazarlansa neler olurdu neler… Atıl değirmenler ve fırınlar biraz bakım-onarımla ekonomiye kazandırılır, yetmezse yenileri yapılırdı. Nitelikli un ihtiyacı ortaya çıkar, bu da buğday üretimini tetiklerdi. Ev hanımlarının, yaşlıların, everilmeyi bekleyenlerin potansiyel iş gücü, ekonomiye kazandırılırdı. Emekler heder olmasın diye bir kooperatif kurulup işletilebilse girişimin sürekliliği sağlanabilirdi. Bu iş tutsa, daha nice yöresel hünerin ticarileştirilmesinin yolu açılırdı. İşte o zaman BBC (belki British belki Bursa Broadcasting Corporation) belgesel yapar ve tüm dünyaya satardı.
Uçuk ama neden olmasın!
Davulcu “dın” demeden düğün başlamazmış. Peki, Beyce (Orhaneli) değişiyle “Davula kim dın diyecek?
- ( ) Buğday ekip-biçenler
- ( ) Değirmenciler
- ( ) Fırıncılar
- ( ) Ev hanımları
- ( ) Yöre girişimcileri
- ( ) Girişimciliği merkezine almış STK’lar
- ( ) Bursa Büyükşehir Belediyesi
- ( ) Orhaneli, Orhankebir İlçe Belediyeleri
- ( ) BUSİAD
- ( ) BBC
- ( ) Uludağ Üniversitesi İİBF veya Ziraat Fakültesi
- ( ) Diğer (siz de söyleyebilirsiniz ………………………..)
Bu fikri geliştirmeme katılırsanız beni mutlu edersiniz, belki de vatana, millete bir faydamız bile olabilir…
Bir Orhaneli gelini olarak saygılarımla,
Şengül Külahlı
Son Yazılar: Şengül Külahlı (tümünü gör)
- Kızımın Silgi Tozları - 30 Nisan 2021
- Çalışanların harika fikirleri önerilere, öneriler projelere, projeler karşılıklı kazanca dönüşüyor… - 24 Nisan 2018
- Rahmetli Anneannemin İlacı - 4 Ocak 2018
- Mühendis ve Çoban - 19 Kasım 2017
- Mazeretim Var! - 8 Kasım 2017
Sevgili Şengül hanımcım, bahsettiğin konu ciddi bir değişim projesi gibi görünüyor. Değişimin olmazsa olmazlarından yani, vizyon, kaynak, model, beceri ve istek üzerinden yola çıkarsak:
Vizyonu oluşturacak olanlar, listendekilerin hepsinin katılımı, veya en azından elini taşın altına koyacak ilk birim;
Kaynağı temin edecekler, belediyeler ve BUSİAD,
Model oluşturacak olanlar üniversiteler ve STK’lar
Beceri katacak olanlar, esnaf ve ev hanımları,
İstek ise özellikle yöre girişimcilerinde olmak üzere hepsinde olmalı diye düşünüyorum. Listene özellikle kaynak kısmında, Turizmle ve tarımla ilgili bakanlık seviyesinde katılım da ilave edilebilir. Sevgiler.
Merhaba,
Cevabım BUSİAD.
Kolaylıklar dilerim, umarım hayat bulur.
Merhaba Şengül hanım. İyi güzel söylüyorsunuz da ilk önce hakiki yerli buğday tohumu bulmak gerekecek ( nereden bulunacaksa ) şimdiki tohumların hepsi ya ithal ya GDO’ lu. Gübreler suni, ilaçların ne kadar sağlıklı olduğu şüpheli. Farz edelim bunları bulduk elde ettik. Hangi değirmende öğütmeyi düşünüyorsunuz bu buğdayları. Orhaneli ‘ de değirmen mi kaldı? Hele hele elimizin altında kocasu gibi bir nimet var iken hiç değirmeniz yok. Şimdi üç beş kişi buğday ekiyor, onları da toptancılara verip yerine ederi kadar hazır unu alıp geliyor. Sistem artık bu şekilde yürüyor. İnsanların kenti ektiği buğdayın unundan ekmek yapıp yeme şansları bile ortadan kaldırıldı. Keşke sizin bahsettikleriniz gerçekleştirilebilse. Sizin bahsettiğiniz çok büyük bir ÖZEDÖNÜŞ Projesi keşke yapılabilse. SAYGILARIMLA…
Bu tür projelerde STK ve Üniversitelerin desteği uzun ömürlü ve istikrarlı olmuyor. Trabzon Vakfıkebir Ekmeğinin meşhur olmasını öncelikle çoğu ilde bu ekmeği yapan Karadeniz kökenli fırıncı esnafı, daha sonra da bunların yanında yetişen girişimci ustalar olduğunu düşünüyorum. Tabii ki Medyanın tanıtım gücünü kullanmak şart.
Saygılarımla,
Günaydın Şengül hanım,
Yazınız çok hoş ve bu tip bir işe ön ayak olmak gerçekten güzel ve takdir edilesi bir eylem .
Son 2-3 yıldır , profesyonel hayatımın bana getirdiği bilgi ve beceriyi tüm insanların yararına nasıl kullanabilirim diye düşünüp, isteyip, bununla ilgili hayaller kurarken sizden böyle bir yazı almak gerçekten hoş , hani kalplerimiz birmiş gibi.
Ben gıda mühendisiyim ve 25 yıldır mesleğimi yapıyorum, son 10 yıldır da ekmekçilik üzerine kendimi geliştiriyorum.
Aşağıdaki projenize elimden geldiğince ve zamanım elverdiğince katkı da bulunmak isterim.
Proje de kolaylıklar dilerim, görüşmek üzere , sevgiler
Sevim Üstünel
Dardanel Fabrikalar Direktörü
Merhaba Şengül Hanım Kardeşim,
Öncelikle böyle bir girişimcilik düşüncenizden dolayı sizi canı gönülden tebrik ederim,
Kesinlikle düşündükleriniz çok isabetli ve hayata geçirilmesi de çok kolay,
Mesela ben kendimden bir örnek vermek istiyorum. ben 43 yaşında emekli oldum ve 1995 yılında kapariyi tanıdım bu KAPARİ denilen bitkiyi fuarlara katılarak ülkeme ve dünyaya tanıtmaya ve kapariden çeşitli gıdalar yapmaya başladım ve kaparinin tıbbi bir bitki oluşundan dolayı bizim ürünlerimiz tuttu ürünlerimizin üretim izinlerini aldım 5 adet te patent aldım ve şimdi 81 ilimizin köyüne kentine ve 23 ülkeye kargo ile gönderiyorum birde (www.kaparimarket.com) sanal satış sitesi kurup dünyaya pazarlıyorum ve ürün yetiştiremiyorum sende aynısı yap bak gör sonuç ne oluyor?
Ayrıca kapari fidanını yetiştirip TÜRKİYE çapında ve Orhan elinde bile dikim yapıldı yani bizim fidanlarımız sizin oralara bile dikildi.
ALLAHÜTEALA Yar ve yardımcın olsun başarılarınızın devamını dilerim.
MErhaba Şengül hanım
Buna benzer bir proje de Taraklı dan geldi.
Sizlere bu konuda İHE de danışman da olduğum için ekmekçilik konusunda ve ticarileştirilmesi konusunda size destek verebilirim
Görüşmek üzere iyi çalışmalar
AYSEL EVRAN
STRATEJİK YÖNETİM VE AİLE ŞİRKETLERİ DANIŞMANI
Merhaba Sayın Şengül Külahlı;
Bu tarz çalışmalar azim olduktan sonra tek kişinin çabalarıyla yol alır, ilerler değirmenci ,fırıncı ,ev hanımı vs.
kişi yeter ki istesin ve istikrarlı davransın olur ama biraz zaman alır. Fakat Belediyeler Sivil Toplum Örgütleri gibi vs. bir kurumun desteğiyle bu tarz çalışmalar daha çabuk yayılır ve kısa zamanda daha çok yol kat edilir.
Bu güzel lezzetlere sahip çıkılıp tekrar bu lezzetleri gündeme getirmek için öncelikle Belediyeler ve bu konuda hakkıyla destek olabilecek tüm kişiler bence taşın altına elini koyup destek vermeli. Bu ve benzeri lezzetleri değerleri yaşamalı yaşatmalı asıl önemli olan kaybetmemeli………..
Sevgiyle……….
Selamlar………
Sevgili Orhaneli Gelini Şengül,
Yazını keyifle okudum. Aynı düşünceleri paylaşıyorum.
Böyle çok güzel bir örnek var. İpek hanım Çiftliği. Nazilli Sinekçiler köyünde doğal tarım yapıp, oradaki halk için istihdam yaratmış, sigortalı çalışmalarını sağlamış ve o köye katma değer sağlamış kişinin ismi Pınar Kaftancıoğlu. Sonbaharda 1 gece o köyde kalıp yaptıklarını görme, inceleme imkanı buldum. Sebze meyvesinden, ekmek böreğine kadar her şey çok keyifle yapılıyor. Ekmeğin unu orada üretiliyor. Pınar’ın kendisi de o köye yerleşmiş. Ne kadar imrenerek baktım anlatamam. Sermaye gerek, evet ama ondan da önemlisi cesaret gerek.
Başka bir isim Kars peynirciliğini yaşatmaya çalışan İlhan Koçulu . Kars’ın Boğatepe köyünde Peynir Müzesi kurulmasına öncülük etmiş ve mücadelesini sürdürüyor. Pınar ile de işbirliği içinde.
Şimdi de gelelim Orhaneli’ne… Neden söylediklerin olmasın? Nasıl bir başlangıç yapılmalı bilemiyorum . En önemli kısmı galiba orada yaşayanları bu işten geçimlerini sağlayabilir hale getirmek. Heveslendirmek. Katkım olabilecek her kıvılcım için ben varım. Üzerinde düşünmeye devam.
Seni çok öpüyorum,
Sevgiler,
Sema
(X ) Girişimciliği merkezine almış STK’lar
(X) Orhaneli, Orhanli İlçe Belediyeleri
(X ) BUSİAD
böyle bir projeyi desteklemem bana gurur verir
şahsım adına düşen bir şey olursa elimden gelini de yapmaya hazırım
Damla Müşavirlik
( x ) Bursa Büyükşehir Belediyesi
Şengül Hanım,
Ben yöre girişimcileri olduğunu düşünüyorum.
Merhaba Şengül Hanım;
İnsanlık için, toplum için, dünya için bir şeyler yapmak ne güzel…
Yazınızı okuyunca tavuk-yumurta problemi/paradoksu aklıma geldi, bu soruyu hep sorarlardı, yumurtamı tavuktan çıkar? tavuk mu yumurtadan çıkar? diye, tabi ki önemli olan yumurtadır. Yumurta evrimleşerek tavuğu meydana getirmiştir.
“Davula kim dın diyecek? diye soruyorsunuz. Bence bu işin çekirdeği yani yumurtanın kendisi olan “buğday üreticileri”nden başkası olamaz diyorum.
Saygılarımla
————————————————–
Menderes KANDEMİR
İnsan Kaynakları Yönetimi Dairesi Başkanlığı İnsan Kaynakları Geliştirme Sorumlusu
Şengül Hanım selamlar,
Sizin de dediğiniz gibi damak tadı konusunda çok zengin bir kültüre sahibiz ama maalesef ki bırakın BBC’yi biz bile Orhaneli’nin ekmeğini ya da başka bir yörenin ünlü yiyeceğini bilemiyoruz.
Burada belki tümevarım değil de tümdengelim yöntemi izlenebilir.
Yani nasıl olmuş da Kayseri pastırması ünlü olmuş?
Ya da nasıl olmuş da kebap deyince akla Adana ya da Urfa geliyor?
Ekmek deyince neden Vakfıkebir geliyor?
Bu soruları kendi kendime sorarken aklıma bir cevap da geldi açıkçası.
Şu anki büyükşehirlerde oturan vatandaşlarımızın çoğunluğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerimizden zamanında göç etmiş insanlardan oluşuyor.
Dolayısıyla bu vatandaşlarımız yörelerinden gelirken kendi kültürlerini ve kendi damak tatlarını da getirmişler ve de ister istemez kendi yörelerinin reklamını yapmışlar.
Dolayısıyla burada en büyük görev büyükşehirlerde yaşayan Orhaneli’lilere düşüyor.
Onlar talep edecekler ve yine onlar arz edecekler ki diğer yörelerden gelen vatandaşlarımızın da bu tadı öğrenme şansı olsun.
‘Sen bu ekmeği asıl Orhaneli’nde yiyeceksin’ cümlesini duyduğunuz anda ise davula ‘dın’ denmiş demektir.
Saygılarımla
S.Alp Kantaroğlu
Lojistik Yöneticisi/Teknik Depolar
Kastamonu Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş.
Öncelikle yaklaşım ve inancınızı kutlarım.
Bu tarz konular genelde girişimci ruhu taşıyan ve bir konuyu değerli ve çekici bir hikaye ye döndürebilen kişiler tarafından derlenip toparlanabiliyor. Ve sadece eski bir geleneğin canlandırılması değil tabii ki ekonomik bir değer yaratması da gerekiyor.
O yüzden Bence Yöre girişimcileri. (sadece o yöreden olmak zorunda değiller tabii)
Hakan TIFTIK
CEO
Mondi Tire Kutsan
Corrugated Packaging
Şengül Hanım,
Sizin de bildiğiniz gibi her şey hayal etmekle başlar. Öncelikle ülkemiz ve insanlarımız için en güzelini bulmak adına önerileriniz ve düşünceleriniz için tebrik ederim. Yurtdışına her gidiş gelişimde kendi zenginliğimizin farkına vararak dönüyorum. Ancak bir kitapta okuduğum gibi hazıne sandığının üzerinde oturduğumuzun farkında olmaksızın başkalarının elinde olan çok da değerli olmayan şeylere hayran hayran bakmakla meşgulüz ne yazık ki. Üstelik farkında olmadığımız değerleri de bilinçsiz bir şekilde tüketerek.
BBC ya da CNN fark etmez. Dünyaca ünlü tv. kanallarında belgesele konu değerlerimizi önce bizim sahiplenmemiz, değerini bilmemiz, korumamız, buna inanmamız gerek ki başkalarını inandıralım. Eşzamanlı çalışma ile hem kendi farkındalığımızı arttırmak hem de tanıtım yapmak mümkün tabii ki.
Bunun için öncelikle yöresel kuruluş ve STKlar merkezi yönetimi harekete geçirmeli diye düşünüyorum. Ekmek örneğinden yola çıkarsak Bursa’daki STK’lar, Belediye, BUSİAD, Uludağ Üniversitesi işbirliğinde bir proje hazırlayabilir. Bunun için uluslar arası fonlardan (AB; AK gibi) da yararlanılabilir. Proje faaliyetleri kapsamında üretici ve ev hanımlarının yöresel ürünleri ortaya çıkarılabilir. Yine proje kapsamında düzenlenecek faaliyetler yolu ile yerel ve ulusal basın yayın kuruluşlarının dikkatleri çekilebilir. Proje kapsamında özgün ürünün üreticisi yurt dışına meslektaşları ile bilgi alışverişinde bulunmak üzere bir nevi ödül olarak götürülebilir. Böylece yabancı basının da dikkati çekilebilir. Kim bilir belki bir başarı öyküsü ya da ekoloji programında BBC tarafından belgesel değer olarak kabul görebilir.
Benim alanım dışında ama samimi e mailinize zaman ayırmadan edemedim. Belki de bunda aynı coğrafyanın insanı olmak da etkilli olmuş olabilir. Uzmanlık alanım değil sadece amatörce yorumda bulunmak istedim.
Başarılar dilerim…
Merhaba Şengul Hanım,
Dünyada yerel tohum, yerel gıda ve yerel üretim, gittikçe daha fazla tehdide maruz kalıyor, küresel gıda politikaları karşısında. Bu sebeple fikriniz bence çok değerli.
Ben şahsen böyle bir fikrin geliştirilmesi için ilk 6 şıkkın önemli olduğunu ve bu aktörlerin işbirliği içinde çalışması gerektiğini düşünüyorum. Yerel üretimin değeri yönünden bir söylem üretilir ve orada üretim yapan insanlar bilinçlenirse bu fikir gerçekleşebilir. Bu konularda çalışan gruplardan fikir veya destek alınabilir. Buğday Derneği olabilir bu veya Uluslararası Slow Food organizasyonu çok uygun bence. Bence baştan çok büyük bir proje gibi değil, ufak girişimler olarak başlamalı. Buna bir örnek olarak Foça Yeryüzü Pazarının uluslararası başarısının linkini paylaşıyorum: http://www.milliyet.com.tr/foca-yeryuzu-pazari-dunya-birincisi-izmir-yerelhaber-442739/
Slow Food anasayfası da şöyle: http://www.slowfood.com/i
Orhaneli ekmeklerinin geleneksel ekmeğinin tekrar üretilmesi ve İtalyada, bir değer olarak paylaşılması, yarışması bence gayet mümkün. Gerekli adımlar atılırsa, ve uluslararası bazı standartlar uygulanırsa gerçekleşebilir bence. Yeter ki o yöreden buna istekli birkaç kişi olsun.
İyi Çalışmalar Dilerim:)
Merhaba,
Öncelikle mücadelesini verdiğiniz konuda size üstün başarılar dilerim. Umarım hedeflerinizden daha büyük bir başarı öykünüz olur. Biz de sizlerle gurur duyarız. Cevaplarım aşağıda yer almaktedır.
Mutlu yıllar dilerim.
Ali Ersoy
Ajans Başkanı
Prime Time
( x ) Buğday üreticileri
(x ) Değirmenciler
(x ) Fırıncılar
(x ) Ev hanımları
( x ) Yöre girişimcileri
( x ) Girişimciliği merkezine almış STK’lar
( x ) Bursa Büyükşehir Belediyesi
( x ) Orhaneli, Orhankebir İlçe Belediyeleri
(x ) BUSİAD
( ) BBC
( x ) Uludağ Üniversitesi İİBF veya Ziraat Fakültesi
( x ) Diğer (siz de söyleyebilirsiniz …sizin gibi bilinçli ve mücadeleci insanlar……………………..)